Fantastik Canavarları Ara Ki Bulasın
Harry Potter ile ilişkime değinerek başlamak istiyorum.
Serinin ilk filmi çıktığında ben 6 yaşlarımdaydım. Tahmin edecek olursam,
çıktıktan seneler sonra TV’de izlemişimdir. Bizim zamanımızda öyle PC’den
izlemek, internetten indirmek falan da yoktu. Mecbur TV’de çıkınca izliyoruz.
10 veya 12 yaşlarımda hafta sonları 2 şerli şekilde yayınlanıyordu. Cumartesi
Felsefe Taşı yayınlanıyor, pazar günü Sırlar Odası yayınlanıyor, mantık öyle
gidiyordu. Tabi o zamanlar gece 10 du yatma saatimiz. 8 de başlarsa yatana
kadar biter izleyebiliriz ama 10 da başlarsa izleyemiyoruz. Şu durum
işkenceydi. Neyse ama burada Harry Potter diyoruz, bulduk bir yolunu izledik
derken gel zaman git zaman, bizde büyüdük Harry’de büyüdü. Şuan izlememin
üstünden yıllar geçti ve sorsanız en çok hoşuna giden neydi diye, arabayla
uçarak okula gitmeleri kaza falan yapmaları. Şimdi bakınca hiç mantıklı gelmiyor,
biliyorum sonuçta “8 film arasından neden bu sahne?” adama sorarlar. Benim
oldum olası uçan arabalara zaafım var. Geleceğe dönüş gibi filmlerde hep gördük
çocukken ve inandık onlara. Haberlerde de 2010’da çıkacak falan denmişti,
bekledim çıkacak diye (çıkmadı).
Hikaye
Film, karakterimiz Newt’in Amerika’ya dil kursuna gidiyormuş gibi elinde bavuluyla başlıyor. İşin güzel yanı, o zamanlar uçak yaygın bir ulaşım aracı değil. O yüzden, İngiltere’den Amerika’ya gemi ile yolculuk yapıyor. Tam olarak olmasa da Titanic zamanları diyebiliriz.
Newt, Amerika’ya indiğinde çok cool bir şekilde gümrükten geçip işine koyuluyor. Çok da spoiler vermeden devam etmeye çalışacağım. Harry Potter İngiltere’de geçiyordu fakat artık Amerika’dayız ve burası farklı bir ülke, farklı bir kültür. Bizim Newt başı boş kafasına göre sihir yaparken onu fark eden sihir polisi büyücü “La olum sen napirsin” diyerek bunu kolundan tuttuğu gibi sihir konseyine götürüyor.
Orada anlıyoruz ki bizim sihir polisi görevden alınmış, kendi kendide poliscilik oynuyormuş. Zaten gündemde daha büyük sorunlar olduğu için bizimkileri çok sallamadılar. Bu arada Newt’in bavulundaki şu fantastik canavarlarda bir kaçı kaçmıştı ve onları yakalamaya çalışırken sihirle alakası olmayan bir vatandaşta olaya dahil oluyor. Daha sonradan anlıyoruz ki, Newt aslında fantastik canavara karşı duyar kasan bir araştırmacıymış ve dünyanın çeşitli yerlerindeki hayvanları, ait oldukları yerlere sertbest bırakmaya çalışıyormuş.
Filmde dikkatimi çeken “freak” dediğimiz tarzda bir karakter vardı ki, daha önce “Saksı olmanın faydaları” filminden bu oyuncuyu tanıyordum. Oynadığı karakter olan Credence, evlatlık edinildiği yerde sürekli dayak yiyen ve büyücü olmak isteyen melez bir büyücü aslında.
Sihir konseyinde ki önemli konu ise Credence’a musallat olan ruhsal bir yaratık. Ayrıca konseyde, yine çok sevdiğim bir oyuncu olan Colin Farrel’da yer alıyor. Colin Farrel’in Total Recall filmini de izlemenizi tavsiye ederim. Konuya dönecek olursak Newt kaçan canavarlarını yakalamaya çalışırken gelişen olaylar çerçevesinde akıyor film. Filmin sonunda kim geliyor bir tahmin edin bakalım. Çoğu filmini izlediğimiz bir oyuncu olduğu ipucunu verebilirim. İzlemenizi tavsiye ederim, daha fazla anlatmak istemiyorum belki izlememişsinizdir diye ama beğeneceğinize eminim.
Orada anlıyoruz ki bizim sihir polisi görevden alınmış, kendi kendide poliscilik oynuyormuş. Zaten gündemde daha büyük sorunlar olduğu için bizimkileri çok sallamadılar. Bu arada Newt’in bavulundaki şu fantastik canavarlarda bir kaçı kaçmıştı ve onları yakalamaya çalışırken sihirle alakası olmayan bir vatandaşta olaya dahil oluyor. Daha sonradan anlıyoruz ki, Newt aslında fantastik canavara karşı duyar kasan bir araştırmacıymış ve dünyanın çeşitli yerlerindeki hayvanları, ait oldukları yerlere sertbest bırakmaya çalışıyormuş.
Filmde dikkatimi çeken “freak” dediğimiz tarzda bir karakter vardı ki, daha önce “Saksı olmanın faydaları” filminden bu oyuncuyu tanıyordum. Oynadığı karakter olan Credence, evlatlık edinildiği yerde sürekli dayak yiyen ve büyücü olmak isteyen melez bir büyücü aslında.
Sihir konseyinde ki önemli konu ise Credence’a musallat olan ruhsal bir yaratık. Ayrıca konseyde, yine çok sevdiğim bir oyuncu olan Colin Farrel’da yer alıyor. Colin Farrel’in Total Recall filmini de izlemenizi tavsiye ederim. Konuya dönecek olursak Newt kaçan canavarlarını yakalamaya çalışırken gelişen olaylar çerçevesinde akıyor film. Filmin sonunda kim geliyor bir tahmin edin bakalım. Çoğu filmini izlediğimiz bir oyuncu olduğu ipucunu verebilirim. İzlemenizi tavsiye ederim, daha fazla anlatmak istemiyorum belki izlememişsinizdir diye ama beğeneceğinize eminim.